-
1 yağ yedirmek
корми́ть, дава́я понемно́гу / небольши́ми до́зами -
2 yağ
жир (м) ма́сло (с)* * *ма́сло, жир, са́лоbadem yağı — минда́льное ма́сло
balık yağı — ры́бий жир
domuz yağı — свино́е са́ло
hayvansal yağlar — живо́тные жиры́
ince yağ — тех. жи́дкое маши́нное ма́сло
kalın yağ — тех. маши́нное ма́сло повы́шенной вя́зкости
kuyruk yağı — курдю́чное са́ло
makine / neft yağı — маши́нное ма́сло
susam yağı — кунжу́тное ма́сло
yanık yağ — отрабо́танное ма́сло
zeytin yağı — оли́вковое ма́сло
••- yağ bal olsun!
- yağ basmak
- yağ çekmek
- yağ yapmak
- yağ gibi kaymak
- yağ yakmak
- yağ yedirmek -
3 yağ
"1. oil; fat; grease; tallow; suet. 2. (cooking) oil; shortening; grease; fat; lard; butter; margarine, oleo, oleomargarine. 3. auto. motor oil; lubricating grease. - asitleri chem. fatty acids. - bağlamak 1. to get fat. 2. (for oil, fat, or grease floating on a surface) to congeal. -a bala batırmak /ı/ to wine and dine (someone) lavishly. - bal olsun. I hope you enjoy(ed) it (said to someone eating or drinking). - basınçölçeri/- basınç manometresi oil gauge (pressure gauge for oil). - basmak 1. /a/ to fill (a container) with fat, grease, or butter. 2. to get fat. - çekmek /a/ to flatter, butter up; to lay it on. - çubuğu auto. dipstick. - gibi gitmek/kaymak (for a vehicle) to ride smoothly, have a smooth ride. -dan kıl çeker gibi with the greatest of ease, as easy as taking candy from a baby, as easy as falling off a log, as easy as one-two-three. - kutusu mech. crankcase. - süzgeci auto. oil filter. - tulumu very fat person, tub of lard. - yedirmek /a/ to rub oil into (something), oil." -
4 grease
n. makine yağı, gres, içyağı, yağ————————v. yağlamak, yağ sürmek, rüşvet vermek, para yedirmek* * *1. gres yağı 2. yağla (v.) 3. gres yağı (n.)* * *[ɡri:s] 1. noun1) (soft, thick, animal fat.) yağ2) (any thick, oily substance: She put grease on the squeaking hinge.) gres yağı2. verb(to put grease on, over or in: The mechanic greased the car's axle.) greslemek, yağlamak- greasy- greasiness -
5 schmieren
schmieren v/t <h> TECH yağlamak; Butter usw ( auf A -e) sürmek; (unsauber schreiben) karalamak, çiziktirmek;fam jemanden schmieren b-ne rüşvet vermek/yedirmek;fam wie geschmiert yağ gibi, tıkır tıkır;jemandem eine schmieren b-ne bir tane yapıştırmak -
6 schmieren
schmieren ['ʃmi:rən]I vtes läuft wie geschmiert ( fam) yağ gibi gidiyor;jdm eine \schmieren ( fam) birine bir tane yapıştırmak [o patlatmak]1) ( Stift) mürekkep sıçratmak -
7 grease
(hayvansal) yag; gres, katiyag; briyantin,yaglamak; rüsvet vermek, para yedirmek
См. также в других словарях:
yağ yedirmek — azar azar ekleyerek katıldığı malzemeyle yağın iyice bütünleşmesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağ — is. 1) Birleşiminde stearik, oleik, palmitik asitlerle gliserin bulunan ve bunların oranlarına göre kıvamları değişen bitkisel veya hayvansal madde 2) Vazelin, mazot gibi yağları andıran ve sanayide kullanılan bir mineral madde Yağı tükenmiş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedirme — is. 1) Yedirmek işi 2) Yağ, kireç ve kendirden yapılan, su borularını birbirine tutturmaya yarayan macun … Çağatay Osmanlı Sözlük